6. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 40-41 MEB Yayınları
Ortaokul 6. Sınıf Türkçe Kitabı Anadolu Adı Serbest Okuma Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 40, 41
6. Sınıf Türkçe Kitabı Türkiye’m Dinleme Metni Etkinlik Cevapları
“6. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 40, 41 Cevapları” ve Ortaokul 6. Sınıf Türkçe Kitabı Anadolu Adı Serbest Okuma Dinleme Metni Etkinlik Cevapları, öğrencilerin Anadolu’nun tarihi ve kültürel dokusunu anlamalarına katkıda bulunan önemli kaynaklardır. Bu metinler, hem dinleme hem de okuma becerilerinin geliştirilmesine yardımcı olurken, Anadolu’nun zenginliklerini keşfetme fırsatı sunmaktadır.
Ayrıca, Forum MEB 6. Sınıf Türkçe MEB Yayınları Ders Kitabı Cevapları ve 6. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 40-41 MEB Yayınları, ders içerikleriyle ilgili etkinliklerin uygulanmasında rehberlik etmektedir. Bu sayfalardaki etkinlikler, öğrencilerin eleştirel düşünme becerilerini güçlendirirken, Anadolu’nun kültürel ve coğrafi önemini daha iyi kavramalarına yardımcı olmaktadır.
6. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 40-41
ANADOLU ADI
Güzel ülkemin büyük parçasını oluşturan Anadolu topraklarımızın bu adla anılmasının çeşitli hikâyeleri vardır. Bu efsanelerin her biri ayrı bir güzelliği sergiler, dinleyenleri kendisine çekiverir. Bu efsanelerin ikisini aşağıya alıyoruz. İlk efsanemizi, Anadolu’muzun nice efsanesine can veren Mehmet Önder’in kaleminden seçiyoruz:
“…Şöyle Anadolu’nun ortasına, Ankara’ya yakın Kızılcahamam’a kadar uzanınız. Biraz ileride Taşlıca köyü var. Köyün yanı başında bir taş oluk, oluğun yanı başında da bir yatır vardır. Anadolu dile gelir, ağızlar açılır, başlar anlatmaya…
Türk sultanı asker toplar, sefere çıkar; dağ taş, dere tepe aşarlar. Ağustos güneşi, dudakları çatlatır, asker “su!..” diye kıvranmağa başlar. İşte bu sırada, ta karşıki tepelerden omuzunda ayran bakracı, ak saçlı bir nine görünür. Yanık dudakların tek umudu bu ihtiyar anada… Kadın, buradaki taş oluğun başına gelir, ayranını döker. Askerler oluğun başına üşüşürler. Manga manga, bölük bölük ellerindeki bakır mataraları doldururlar.
“Doldur oğlum!”
“Dolu ana…”
“Doldur yiğitlerim!”
“Ana dolu…”
İhtiyar anne “Doldur!” dedikçe askerler “Ana dolu!” diyerek buz gibi ayranla bağırlarını serinletirler. Öyle ki bir bakraç ayran, koca bir ordunun susuzluğunu giderir. O güne dek “Belde-i Rum” olan bu kutsal toprakların adı da “Anadolu” olur. Oluğun yanındaki mezarın bu ihtiyar, keramet sahibi anaya ait olduğunu söylerler ve ziyaret ederler. Hatta son yıllara kadar bu mübarek ananın köyü olan Taşlıca’dan vergi alınmadığını da ilâve ederler.”
6. Sınıf Türkçe MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 41 Cevapları
İkinci efsanemize gelince…
Hacı Bektaş Veli, bugün Nevşehir’e bağlı Hacıbektaş ilçesinin bulunduğu, o zamanki adıyla Suluca Karacahöyük denilen yere gelir. Kadıncık Ana’yı, bugün de akıp gitmekte olan derede çamaşır yıkarken görür. Hacı Bektaş Veli’nin karnı çok acıkmıştır, yanında yiyeceği de yoktur. Kadıncık Ana’ya yaklaşır:
“Bacım, der, karnım aç. Hak rızası için biraz yiyeceğiniz yok mu?”
Kadıncık Ana’nın evinde yiyecek bir şey yoktur. Karşısındaki dervişe verse kendisi aç kalacak; dervişin hâline acır ona da “Yok!” demek içinden geçmez. Hele hele bir dervişin yüzüne karşı “yok” demeyi hiç uygun görmez. Yanında oynamakta olan kız çocuğunu çağırır:
“Git, içeri bak bakalım, bir şey varsa al da gel.” der.
Çocuk koşa koşa evlerine gider. Çocuk eve bir gelir ki her taraf yiyecekle dolu… Sandıklar, kaplar, kiler hep dolu. Evlerinde fazla bir şeyin olmadığını bilen çocuk bu hâle şaşırır ve şaşkınlıkla, o sevinçle evden dışarı fırlar. Bir yandan da Kadıncık Ana’ya bağırır:
“Ana doluuuu!”
İşte o günden sonra bu topraklara “Anadolu” adı verilmiştir. Öyle derler eskiler ama yeniler neler derler, bilemeyiz.
Saim SAKAOĞLU
“6. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 40-41 MEB Yayınları” konusunun ders kitabı cevapları videosunu aşağıda izleyebilirsiniz.